Geçtiğimiz Kasım ayında (2017) Ankara dan İstanbul a iki günlük yolculuk için ilk defa hızlı tren yolculuğunu (YHT) seçtim.İnternetten bakıyorum.Yeni gar açılmış ,altında 400 arabalık otopark ve üstünde olmazsa olmaz AVM yapılmış.Resimlere bakıyorum ,Frankfurt havalanı halt etmiş bu garın yanında.Süper.Navigasyon da işaretliyorum ve rotayı çizdiriyorum.Evden de gara kadar sabık dinazorcu başganın yaptığı 2×3 şerit yol var.
Sabah 10 treni için arabayla evden 9 da çıkıyorum ve 20dk da garın önüne geliyorum.
Gar karşı yönde ama devlet bizi düşünmüş ve Gar için bir U dönüş yapmış.Dönüyorum Garın önünden yavaş yavaş otopark arıyarak gidiyorum ,gidiyorum ama bir otopark levhası yok .
Taksi durağı var otel var ama otopark yok.Gar bitiyor orda bariyerle kapalı özel bir park var girmenin imkanı yok.Sabah trafiğinde arka trafiğin itmesiyle mecburen garı arkamda bırakıp gidiyorum.
Neyse navigasyon bir sonraki çıkıştan çıkarıp yoğun trafikte iki göbekten geri dönderip gene Gar karşısındaki yola sokuyor.Azimliyim bu defa U dönünce iyice ağır gideceğim ve parkı kesin bulacağım.
Tam U dönüşün ortasındayken karşıda 100 mt ilerde arazinin ortasında açık kapalı otopark gibi levhalarını tesadüfen görüyorum ve soldan gelen trafiği keserek ,ya herru ya merru diye karşıya dalıyorum.
Daracık bir giriş ve çalışmayan kalkık bir bariyere aynayı çarparak bozuk bir yola giriyorum.100 mt kadar gidince levhaların olduğu yerde elinde ayna çubuklu görevliyi görünce içim mutlukla doluyor ve soruyorum otopark burasımıdır?
He diyor ve aşağı dalıyorum.Gayet modern bir otopark.Bir görevli görsem soracağım ,ana yolda niye park giriş tabelası yok diye ama in cin top oynuyor.
Arabadan iniyorum ve yanda cam duvardan treni ,bavullu insanları görüyorum ama geçiş yok.Asansör ve merdiven kombinasyonu ile iki kat çıkıyorum.Bavul xray burda.Tren giriş koridorunda tesettürlü blr kızımız elinde bar kod okuyucuyla gayet modern bir şekilde telefondaki tcdd den gelen barkodu okuyor ve tamam diyor.Gene merdiven ve asansör kombini ile iki kat aşağı ,arabayı park ettiğimde gördüğüm trenin yanına geliyorum.Otobüs gibi 2+1 yemekli pulman vagon seçmişim ve 1 nolu vagon.Tek kişilik koltuğa oturuyorum ve tren az sonra hareket ediyor.Ama ufak bir problem var ,ters gidiyorum.Sonra vagona bakıyorum tam ortaya masalı ve birbirine bakan bir koltuk grubu koymuşlar ve koltuklar iki yöne simetrik olarak gitmiş.Yani her şartta vagonun yarısı ters gidecek.
Neyse birazdan anonslar başlıyor ve nerdeyse tüm Almanyayı hızlı trenlerle gezmiş ben duyduklarıma inanamıyorum.
1.Sayın yolcular trende alkollü içki içmek yasaktır!
2.Sayın yolcular dışardan yiyecek içecek getirmek yasaktır!
3.Sayın yolcular trende kabuklu yemiş yemek yasaktır!
4.Sayın yolcular kendi aramızda yüksek sesle konuşmayalım!
5.Sayın yolcular telefonları sessize alalım.
Ve en güzeli
6.Sayın yolcular yolculuk sırasında ayakkabılarımızı çıkarmayalım!!!
Bu anonslarla Sincana varıyoruz ve tren hızlanmaya başlıyor.150,200 derken 250 km/h ye çıkıyoruz ve o hızla uçarak gidiyoruz.Bir sarışın ve kırmızı rujlu ve diğeri tesettürlü daha da kırmızı rujlu iki kızımız ufak paketlerle kahvaltımsı bir şey dağıtıyor.Evde kahvaltı ettiğim için sadece kahve alıyorum.Restaurant yok,ufak bir büfe iki küçük masa üç dört taburedan olan bir vagon yarısı var.Mecburen önümdeki koltuğun arkasındaki tepsiyi indirecek yemek ve yada kahvaltıyı bursa çözeceksiniz.
Yola 250 ile devam.
Eskişehiri geçiyoruz Bozhöyüğe geliyoruz ve o da ne tren yavaş lıyor yavaşlıyor 200,150,100 ,50.Ve bu 50 km/h hızla bazende 40 km/h ile Adapazarına kadar gidiyoruz.İzmite doğru dönünce hızımız 80-100 e çıkıyor ve Pendiğe kadar bu hızla gidiyoruz.
Sonuç olarak yolun 1/3 ü hızlı,1/3 ü çok yavaş,1/3 ü ise yavaş bir hızla giyor ve bunu YHT diye yiyoruz.
Tahmin ediyorum yeni raylar eskişehire kadar döşenmiş sonra arpa bitmiş, olduğu kadarıyla da açmışlar..
Neyse saat 13 oluyor ve 20₺ ekstra para verdiğim yemeği bekliyorum.Vagonunda businness class gibi ingilizce havalı bir ismi de var, da gelen giden yok.Gene kahve servisi başlıyor ve hostese yemeği soruyorum ve yemeğin sabah verilen kahvaltı olduğunu öğreniyorum.Haklılar.Sabah 10 da kalkıp 14:15 te Pendiğ e varan trende öğle yemeği değil de 11 de kahvaltı dağıtmak normal.Sonuç olarak biz businness class ta gidiyoruz ve işadamı dediğin brunch sever.Yapacak bir şey yok.
Pendikten aç durumda Businnes Class vagonundan indikten sonra 100 mt iki tarafı outlet tapon konfeksiyon vs satılan dükkanlarla dolu bir alt geçitten geçip yola çıkıyoruz.Yani arabayla gelip burda bırakayım trene bineyim olayı imkansız.Ordan bir taksiye biniyorum yolculuğumun ilk etabı bitiyor.