Kaptanın Seyir Defteri
Yıldız Tarihi 2016 -27 Mart Pazar
Yolculuğumuzun 14.günü
Yolculuğumuzun 3. günü olan 16 Mart gününde gene bu bu limandan sabah 00:15 te İtalya ya gitmek için feribota a binmiştik.Üzerinden 11 gün geçtikten sonra gene İgoumenitsadayız .ama bu 11 gün o kadar yoğun geçtiki bize sanki bir ay gibi geliyor.
Önceki gün gemiye binerken yarın Geliboluya kadar 760 km lik uzun bir yolumuz demiştik.Ancak gece gelen Ankarada haftaya çarşamba günü olan toplantımızın iptal edildiğini öğrendik ve Yunanistan da mola vermeye karar verdik.
Meteora bölgesini çok okumuş ama görmemiştik ve merak ediyorduk.Burası Geliboluna gittiğimiz otoyola 65 km bir mesafede olduğu içinde ,2 gecelik kısa bir konaklama için en uygun yer geldi.Gemide telefon üzerinden booking.com da hızlıca bir arama yapıp ,klasik filtrelerimizi (otopark vs) uygulayarak resimlerini de beğendiğimiz otelimizi bulduk.Hotel Kastraki.

Daha sonraki iş navigasyonumuza oteli girip rotamızı tesbit edip kaydetmek kaldı.Aracımızda navigasyon yeri var ama Landrover Freelander 2 modeli türkiye opsiyonlarında boş geçmiş.Bununyerine telefon ve tabletlerimizde İGO navigasyon var.Haritaları çok detaylı ve nerdeyse tüm önemli noktalar (otel ,restaurant,benzin istasyonu vs )POİ olarak kayıtlı.Gideceğimiz yeri girip oteli arattığımızda %90 buluyor ve rotayı veriyoır.Biz bunları yaparken feribotumuzda İgoumenitsaya yanaşmaya ,aracınıza gidin anonsları başlamıştı.

Saat 10:00 gibi ferİbottan iniyoruz ve hemen yanında olan Otoyola giriyoruz.Navigasyon yolumuz u170 km ve son kısımı virajlı dağ yolu olduğu için 2.5 saaat süre veriyor.Ancona ya gelmeden depomuzu doldurduğumuz için 700 km yakıt almadan gitme imkanımız var.
Klasik her zaman gittiğimiz İgoumenitsa-İpsala otoyolunda 125 km ayrılıyor ve 65 km bir dağ geçişi olan yola giriyoruz Virajlı yollarda ,kereste TIR larıyla dikatlice gidiyor ve akşam 13 gibi otelimize varıyoruz.
Otelimiz tahminimizden güzel.Bugün bu kadar yolculuk yeter.Otelimize yerleşip dinleniyor ve hemen karşıdaki taverna için otelden çıkıyoruz.
Şansımıza gene yazdan kalma bir hava var ve bahçede bir masaya kuruluyoruz.
Yukarda resmini gördüğünüz tabak lamb chops olarak geçiyor koyun pirzola diyebiliriz.Ancak bizim pirzolalardan farklı olarak kaburga vs parçalarıda var.Daha ağzımıza atar atmaz birbirimize bakar oluyoruz.O da ne.Bir zamanlar uludağda tanıdğımız yerlerde yapılan pirzola ile aynı unutmuş olduğumuz lezzette.Yunanistanda her yerde rahalıkla sipariş edebilirsiniz.Lamp çops deyin yeter.Neyse lamp çops ,greek salat bira sonra müessesenin ballı süzme yoğurduyla saat akşam 5 oldu ve akşam yemeğine gerek te kalmadı artık.
Update:Beş ay sonra Kos adasında dağdaki Ziya köyündede lamp çops sipariş edip aynı lezzeti bulunca restaurant sahibine söylemiştim.O da etimizi meteora bölgesinden getirtiyoruz ondandır diye gururlanıp kahve ikram etmişti.
Yarın Meteora kaya kiliselerini geziye çıkacağız.Sabah ola hayr ola diyelim ve bugünü bitirelim.